Bilim ve Mühendislik İletişimi Üniversite Öğrencileri İçin Önemli mi?
Üniversite hayatında, bilim ve mühendislik iletişimi öğrenciler tarafından genellikle bir “ek beceri” olarak görülüyor. Özellikle mühendislik fakültelerindeki öğrencilerde, teknik bilgi ve becerilerin yanında alt sıralarda kalan, kişisel bir özellik olduğu algısı mevcut. Ancak, teknolojinin, dezenformasyonun ve küresel krizlerin şekillendirdiği bir dünyada, bilim ve mühendislik konularını topluma etkili bir şekilde anlatma becerisi artık bir seçenek olmaktan çıkıyor ve bir sorumluluk haline dönüşüyor.
Yılmaz Akkaya, toplumla.itu
Bilim ve mühendislik iletişimi, ilk bakışta bir hayli teknik görünen konuları, toplumun farklı kesimleri için anlaşılır ve ilgi çekici hale getirme sanatı olarak görülebilir. Üniversite öğrencilerinin
bu konuda beceri ve deneyim sahibi olması yalnızca eğitimleri sürecinde edindikleri bilgileri derinleştirmekle kalmaz, aynı zamanda onları profesyonel çalışma hayatlarına da hazırlar. Bilim iletişimi, öğrencilerin eğitim
süresince sosyal hayatlarını ve geleceklerini dönüştürebilecekleri bir araçtır. Ancak, bu potansiyelin birçok öğrenci tarafından yeterince üzerinde düşünüldüğü ve değerlendirildiği
söylenemez.
Öğrencilerin Üniversite Hayatı İçinde Bilim İletişiminin Yeri
İlk bakışta bir hayli teknik ve karmaşık gelebilecek kavramları başkalarına anlatmak—ister lise öğrencilerine, ister genel topluma—netlik, yaratıcılık ve hassasiyet gerektirir. Bu beceriler, teknik ders kitaplarını okuyarak
elde edilemeyeceği gibi, sınıfta işlenen dersler sırasında da elde edilemez. Bu yönüyle müfredat dışında, ek bir çaba göstererek bilim iletişimi konularıyla ilgilenmek, bir öğrencinin kendi disiplinini de
daha iyi anlamasını sağlar. Bilim ve mühendislik ile ilgili konuları toplumla paylaşmak, öğrencileri kendi alanlarıyla ilgili temel konularda sorular sormaya teşvik eder: Bu araştırma neden önemli? Kime fayda sağlıyor? Bu
tür bir sorgulama, yalnızca üniversite hayatlarını zenginleştirmekle kalmaz, aynı zamanda eğitimlerinin zor dönemlerinde onları motive edebilecek bir anlam duygusu kazandırır.
Birçok öğrenci bursu komitesinin, sadece akademik başarıyı değil, aynı zamanda liderlik, iş birliği ve sosyal yeteneklerini gösteren adayları seçtikleri göz önüne alınırsa, mevcut çalışmalarına
bilim iletişimi boyutu katmak, hatta bilim iletişimi projelerinden güçlü bir portföy oluşturmak, o öğrenciyi ön plana çıkarabilir. Bilim iletişimi yeteneğini geliştirmiş bir üniversite öğrencisi,
üniversite ve toplum arasında bir köprü oluşturma yeteneğini göstererek önemli bir avantaj sağlayabilir.
Üniversite kampüslerinde yeniliklerin kalbinde yer alan öğrenci kulüpleri ve proje takımları, bilim iletişimiyle etkilerini daha da artırabilir. Örneğin, yapısal tasarım üzerinde çalışan bir mühendislik
kulübünün veya yapay zekâ teknolojileri kullanan bir robotik takımının, çalışmalarını etkili bir şekilde anlatması yeni ortaklar ve destekler bulmalarını, kamuoyu tarafından daha çok takdir edilmelerini
sağlayabilir. Özellikle Teknofest kuşağı için, burada elde edilecek kazanımlar, en az geliştirdikleri yenilikçi ürünler kadar önemli olabilir. Üniversitede mevcut araştırma projelerinde çalışan
öğrencilerin veya öğrenci takımlarının, çalıştıkları proje hakkında etkileyici bir video serisi hazırlamaları, pratik tecrübe kazanmalarına ve mentorluk yapma fırsatı yakalamalarına imkân tanıyabilir.
Bilim ve Mühendislik İletişimi İçin Gerekli Çaba ve Kaynaklar
Bilim ve mühendislik iletişimine katılmak, öğrencilere yaratıcı ve teknik becerilerini geliştirmek için benzersiz fırsatlar sunar ancak, bu süreç öğrenci açısından belirli bir çaba ve kaynak
gerektirir. Öğrencilerin bu alanda başarılı olmaları için zamanlarını iyi yönetmelidirler. Makale yazmak, video üretmek, etkinlikler düzenlemek ya da sosyal medya kampanyaları yönetmek veya bu çalışmalara
katkıda bulunmak zaman alır. Öğrenciler, ders dışındaki saatlerini planlamak ve bu projelere ayırmak zorundadır.
Etkili bir bilim iletişimi genellikle bireysel bir çaba değil, bir ekip işidir. Ekip çalışmasına yatkın olmak, arkadaşlarla, akademisyenlerle ve dış organizasyonlarla iş birliği yapmak için kritik öneme sahiptir.
Her hedef kitle diğerinden farklı yaklaşım yöntemleri gerektirir. Lise öğrencilerine hitap etmek, firmalarda ya da kamu kurumlarında çalışanları etkilemekten tamamen farklı bir yaklaşım gerektirir. Bu nedenle hitap edilen
kitleyi göz önüne alan, yaratıcı ve esnek bir iletişim tarzı kullanılmalıdır. İTÜ Toplumla Bilim ve Mühendislik İletişimi Çalışmaları Ofisi (Toplumla.İTÜ)’nün İTÜ Eğitimde Mükemmeliyet
Merkezi (İTÜ MEM) ile ortaklaşa düzenlediği eğitim programlarına katılmak bu yönden faydalı olabilir.
Ayrıca, video düzenleme, grafik tasarım, topluluk önünde konuşma veya sosyal medya yönetimi gibi beceriler, iletişim projelerinin etkisini artırır. Hızla gelişmekte olan bu teknolojik alanlarda teknik beceri kazanmak için
çaba göstermek gerekmektedir. Video düzenleme veya etkinlik organizasyonu gibi bazı girişimler aynı zamanda bütçe de gerektirir. Kulüpler ve öğrenciler, kamu kurumlarının desteklerine başvurabilir,
firmalardan sponsorluklar arayabilir veya üniversitenin ilgili birimleriyle iş birliği yapabilirler. Proje yazımı ve süreçleri konusunda deneyim kazanmak için TÜBİTAK’ın öğrencilere yönelik
projelerini incelemek oldukça yararlı olacaktır. Mevcut destek programları hakkında bilgilenmek için İTÜ Araştırma Dekanlığı veya Fakültelerdeki ve Enstitülerdeki Araştırmadan Sorumlu Koordinatör öğretim
üyeleriyle iletişime geçilebilir.
Akademisyenler, mezunlar veya iletişim alanında çalışan uzmanlardan alınacak geri bildirimler ve rehberlik ve mentorluk, öğrencilerin projelerini geliştirmelerine yardımcı olur. İTÜ’nün akademisyen, öğrenci
ve firmalarda çalışan mezunları ile dâhil olduğu EELISA Topluluklarında (https://community.eelisa.eu/) yer almak bu yönüyle faydalı bir deneyim sunabilir. Öğrenciler, bu platformda projelerini sergileyebilecekleri
bir ortam bulmuş olurlar. Kampüs etkinlikleri, öğrencilerin çıkardıkları yayınlar ve bloglar, podcast’ler ve YouTube kanalları gibi çevrimiçi platformlar da, bu konuda güçlü araçlardır.
Kariyer Arayışı için Bilim ve Mühendislik İletişimi
Bilim iletişimi, iş dünyasında rekabet avantajı sağlayan güçlü bir beceridir. İşverenler artık yalnızca teknik konularda uzmanları değil, fikirlerini etkili bir şekilde ifade edebilen, ekip çalışmasını destekleyen
ve farklı proje paydaşlarını etkileyebilen yetenekleri aramaktalar. İTÜ Kariyer ve Staj Merkezi bu konularda öğrencilere aydınlatıcı bilgiler vermektedir. İTÜ Kariyer Zirvesi gibi iş görüşmeleri etkinliklerinde, iletişim
becerileri yeni mezun olmuş mühendisler arasından öne çıkmayı sağlayabilir. <>Son sınıftaki Mühendislik Tasarım Projesini, teknik geçmişi olmayan bir İnsan Kaynakları temsilcisine açıklayabilen bir
öğrenci, güçlü bir intiba bırakır. Kamu kurumlarında kariyer hedefleyenler için ise bilim iletişimi deneyimi neredeyse bir zorunluluktur.
İstanbul Teknik Üniversitesi, bilim ve mühendislik iletişimini kampüsteki öğrenci etkinliklerinin bir parçası haline getirmek için Toplumla.İTÜ Ofisini faliyete almıştır. Toplumla.İTÜ, öğrencilerimizin
liderlik yaptığı veya destek verdiği çabalara kurumsal altyapı ve destek sağlamayı amaçlamaktadır. Öğrencilerimize bilim iletişimi konularında eğitimler düzenlemek, TEKNOFEST gibi ülke çapındaki etkinliklerde
daha etkin yer almalarını sağlamak, basın ve medya görünürlüğünde etkinliklerini artırmak için adımlar atmaktadır.
Gelecekteki Başarılar için İletişim Becerisi
Bilim ve mühendislik konularında toplumla etkili bir iletişim kurmak sadece bir yetkinlik değil, bir bakış açısıdır. Bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin, mühendislik projelerinin akademik veya teknik dergilerde ya
da kampüs sınırları arasında hapsolmayıp, toplumla aynı dili konuşarak, toplumun gündelik hayatında yerini almasıdır.
Öğrenci kulüpleri ve proje takımları, bu iletişim sayesinde projelerini ve yeniliklerini daha geniş kitlelere sergileyecek yeni imkan ve kaynaklar elde edebilirler. Üniversite öğrencileri için bilim ve mühendislik
iletişimi öğrenmek, yeni bağlantılar kurmak ve kendini geliştirmek için büyük bir fırsattır. Gelecekteki kariyerleri ve meslek hayatları için, mühendislik konularını anlaşılır, çekici ve ilham verici
bir şekilde anlatma becerisi toplum ile ilişkilerinde önemli bir köprü işlevi görecektir.
Artık öğrenciler, bilim ve mühendislik iletişimini fazladan bir “ek yetenek” olarak değil, bir “zorunluluk” olarak görmelidir. Kendileri, üniversiteleri, çalışacakları kurumlar ve bir gün
liderlik edecekleri toplum için, bu becerinin faydaları tartışmasızdır.